SATSO Mart ayı olağan meclis toplantısında konuşan Altuğ, pandemi süreciyle başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen ekonomik kriz için ek tedbirlere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan son jeo-politik gelişmelerin, küresel büyüme ve enflasyon üzerinde yeni ve önemli riskler oluşturduğuna dikkat çeken Altuğ, Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz baskı yaratan savaşın bir an önce son bulması temennisinde bulunarak; “Rusya’nın Ukrayna operasyonu ile başlayan son jeo-politik gelişmeler, küresel büyüme ve enflasyon üzerinde yeni ve önemli bir risk olarak önümüzde durmaktadır. Özellikle, Avrupa’nın merkezine yakın bir bölgede yaşanan bu sıcak savaş ortamı, başta bu bölge olmak üzere tüm dünyada ekonomik aktiviteyi yavaşlatmaya başlamıştır. Ayrıca ve en önemlisi, savaşın büyümesi zaten ekonomik olarak toparlanmaya gayret eden Türkiye ekonomisine daha da hasar verebilir / verecektir.  Hepimizin de bildiği gibi Türkiye’nin doğalgaz ithalatının yüzde 45’i Rusya’dan yapılıyor ve giderek artan bir doğalgaz ihtiyacımız var. Bir yandan enerji fiyatları artarken, diğer yandan da ülkemize turist girişleri azalabilir ki, bunların cari açığa olumsuz etkisi muhtemeldir. Dolayısıyla, bölgemizin ve dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden iki ülke arasındaki bu savaşın bir an önce sonlanması en büyük temennimizdir. Türkiye bu anlamda uzlaştırıcılık misyonunu en iyi şekilde yürütmeye gayret ediyor. İnşallah bir an önce barışı sağlayacak adımlar atılır ve özellikle can kayıplarına son verilir.” dedi.

Bu gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisi için de karamsar bir tablo çizen Altuğ; “Bu konulara paralel olarak piyasaların durumu elbette iç açıcı değil. Maliyet baskısı, hammadde fiyatlarındaki artış, enflasyon; üreticiyi, tüccarı, çiftçiyi, girişimciyi, vatandaşımızı yani hepimizi zorluyor. Bu sürecin daha az hasarla atlatılması için daha önce de belirttiğim gibi hükümetimiz nezdinde birtakım tedbirler alınıyor. Ancak bunların yeterli olmadığını ve yeni destek programlarına ihtiyacımız olduğunu görüyoruz.” İfadelerini kullandı.

Konuşmasında, bazı ürünlerde uygulanan KDV indirimine değinen ve uygulamanın tüm ürünleri kapsayacak şekilde genişletilerek, stratejik öneme sahip tarım sektörünü destekleyici adımların atılması gerektiğine işaret eden Altuğ, şöyle devam etti;

“Bu doğrultuda bazı temel ihtiyaç maddelerinin KDV’sinin yüzde 8’e indirilmesi ekonomi açısından olumlu buluyoruz. Son yıllarda yaşanan sorunlar, sağlıklı gıdaya erişimin ve tarım sektörünün bizler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu anlamda, ülkemizin en önemli sektörlerinden olan tarım sektörünün ve özellikle çiftçimizin desteklenmesi oldukça önem arz etmektedir.”

Altuğ, COVİD-19 sebebiyle ilk etapta tedarik zincirinde yaşanan problemler ve ekonomik sıkıntıların, hammadde temininde yaşanan sorunlar ve fahiş fiyat artışları olarak kendini göstermeye devam ettiğini hatırlatarak, pandemi kaynaklı yaşanan bu sıkıntıların da en yakın zamanda tamamen sonlanmasını temennisinde bulunarak sözlerini noktaladı.