- 1044
- 18.05.2022 21:20:01
Dr. Melek Gözde Luş; isyan, konsantrasyon eksikliği sosyal geri çekilme, madde ve alkol kullanımı gibi girişimlerin depresyon belirtisi olduğuna dikkat çekiyor. Luş, ebeveynlere öncelikle ev ortamında duygu odaklı konuşmalar yapmalarını ve evde bozulan rutinlerin yeniden düzenlenmesini tavsiye ediyor. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, çocuklarda ve gençlerde de görülen depresyonun belirtilerine dikkat çekerek ebeveynlere son derece önemli tavsiyelerde bulundu.
Depresyon çocuklar için de önemli bir sorun
Son zamanlarda depresyonun sadece yetişkinlerin yaşadığı bir sorun değil aslında çocukların da yaşadığı bir problem olduğunun anlaşıldığını belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Hatta depresyonun ilk görülme süreci sanıldığından daha erken yaşlarda ortaya çıkıyor. Ergenlik dönemine gelindiğinde ise, özellikle intihar riskinin artmasıyla birlikte depresyon başlıbaşına toplum için uyarı haline geliyor. Yüksek risk grubunda olan kişilerden başlanarak erken başlangıçlı depresyonun tanınmasına ve önenmesine yönelik çalışmalar günümüzde gittikçe önem kazanıyor.” dedi.
Pandemi önlemleri yaşam biçimlerini değiştirdi
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, ‘Pandemi ilan edildikten sonra UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) COVID-19 nedeniyle hayatları değişen çocukların bu salgının en büyük kurbanları arasında olabilecekleri görüşünü bildirdi.’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Çocukların sürekli olarak evlerinde salgınla ilgili olumsuz durumlara, haberlere maruz kalmaları, salgını süresince yaşanan sosyal izolasyon, stres ve değişen yaşam şekli gibi unsurlar çocuklarda korku, anksiyete, depresyon ve ilgili birçok psikososyal soruna yol açabiliyor. Pandeminin önlenmesi amacıyla uygulanmak zorunda kalınan okulların kapatılması ve sokağa çıkma yasağı gibi izolasyon yöntemleri, çocukların yaşam biçimlerinde önemli değişikliklere yol açtı. Sokağa çıkamayan, eğitim ortamından uzaklaşan, arkadaşlarıyla sınırlı bağlantı kuran ve bu durumu zoraki ev hapsinde tutulma olarak yaşayan çocukların pandemi döneminde özel olarak ele alınması gerektiği görüldü. Bu durumun bazı çocuklar için uzun süreceği de tahmin ediliyor.”
Küçük çocuklarda oyun terapisi fayda sağlıyor
‘Takma kafana, sen yenersin, güçlüsün’ ve benzeri tavsiyeler vermeye çalışarak gençlerin üzüntü ve endişesini yok saymanın tam tersine kaygı kişinin anlaşılmadığını hissetmesine yol açtığını vurgulayan Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Klinik depresyon bulguları görüldüğünde özellikle ergenlerde psikoterapinin çok önemli bir yeri vardır. Psikoterapi ilaç tedavisiyle birlikte uygulanabileceği gibi tek başına da etkili olabilir. Sık görüşmelerle ergeni dinlemek, anlamaya çalışmak, kendi özelliklerinin farkında olmasına yardım etmek tedavide temel amaçlardandır. Daha küçük çocuklarda oyun terapisi faydalı olabiliyor. Ayrıca ilaç tedavisi de okul döneminden itibaren çocuklarda uygulanıyor.” diye konuştu.
Bu belirtiler depresyona işaret ediyor
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş; ergenlerde özellikle isyan, risk alma davranışlarında artış, konsantrasyon eksikliği, okul derslerinde başarısızlık, sosyal geri çekilme, ilgi ve etkinlikte azalma, arkadaş ilişkilerinde bozulma, okul ve evden kaçma, madde ve alkol kullanma eğilimi ile intihar düşünce ve girişimlerinin depresyon belirtileri olarak sayılabileceğini söyledi. Luş, “Gençler duygu, düşünce ve ilişkilerinde ani değişiklikler yaşarlar, depresyondaki ergenler bu değişiklikleri daha hızlı yaşayabilir. Okul çağından itibaren çocuklarda kardeş kavgaları, huzursuzluk, korku saldırganlık, bulantı kusma gibi fiziksel sorunlar, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınma, odaklanmada zorluk, uyku sorunları görüldüğü zaman depresyon akla gelmesi gereken bir durumdur.” dedi.
Bozulan rutinler yeniden düzenlenmeli
Ebeveynlerin pek çok kez çocuğun durumundan kendilerini sorumlu tuttuğunu belirten Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, “Ailelerin bu konuda bilgilendirilmesi önemli bir rol oynuyor. Anne ve babalar, çocuklarının bu durumlarından dolayı kendilerini suçlamamalı. Özellikle oyun çağından itibaren aileler, çocuğa zaman ayırmalı ve ona değer verdiklerini hissettirmeli.” dedi. Dr. Melek Gözde Luş sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle ev ortamında duygu odaklı konuşmaların olabildiğince yapılmasına gayret edilmeli. Çocuğun duygularını olabildiğince rahat ifade edebileceği bir ortam oluşturulmalı ve kendi hissettiklerini ifade etmesi sağlanmalı. Rutinler çocuk ve ergenler için oldukça önemlidir. Bu yüzden ailede yeme – içme, uyku saatleri ve hafta sonu etkinlikleri gibi bozulmuş olan rutinlerin mümkün olduğu kadar yeniden düzenlenmesine çalışılmalı. Çocuklarda üzüntü, kaygı, iştah kaybı, uyku problemleri gibi belirtiler bulunup kendilerini iyi hissetmedikleri görüldüğünde vakit kaybetmeden çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına danışmakta yarar var.”