ATİ şirketi bu yarışma kapsamında sürdürülebilir bir gelecek için tehdit olarak algıladıkları hızlı moda akımı üzerine odaklandılar. Son moda ürünleri, uygun fiyatlarla, alışveriş özgürlüğü ve heyecanı yaratacak tarzda şık mağazalarda müşteriyle buluşturmak olarak tanımlanan “Hızlı Moda (Fast Fashion)” her yıl trendleri değiştirerek kullanıcılara yeni kıyafet “ihtiyacı” doğuruyor; bu ihtiyaç doğrultusunda büyük miktarlarda yapılan alışveriş sonucu aşırı üretim ve tüketim ortaya çıkarken bu durum tonlarca atığın birikmesine neden oluyor. ATİ şirketi bu durumun çözülmesi gerek acil bir ekolojik ve sosyal sorun olarak gördü ve hızlı modayı yavaş moda ile değiştirme çalışmalarına başladı. Bunun için de bir yavaş moda türü olan “Bio moda” alanına yöneldiler.

“Bio Moda” Akımıyla daha çok tasarruf

Yüksek kaliteli giysiler yapmak için tekstil malzemelerinin üretiminde esas olarak bakterilerin kullanıldığı yeni bir moda konsepti olan “Bio Moda” akımının diğer organik tekstil hammaddeleri ile çalışan firmalara göre birçok açıdan avantajlı olduğunu gören ATİ şirketi yeterli zamanla az maliyetle ve sonsuz miktarda deri üretebileceğini fark ettiler.  Böylece hayvan esaslı deriye alternatif vegan, tamamıyla çevre dostu ve üretimi diğer derilere kıyasla ucuz bir deri üretmeye başladılar. Bunun için bakteri ve maya kültürünün birleşiminden ortaya çıkan bir biyomateryal oluşturdular. Hali hazırda sağlık yararına kullanılan fermente edilmiş Kombuça çayının ana maddesi olan bu kültür, Kombuça çayının bakteri ve maya ile buluştuktan sonra açığa çıkardığı kimyasal süreç sonucunda sıvının üst kısmında biriken jelatine benzeyen tabaka hasat vakti geldiğinde toplanıp kurutuluyor ve kullanıma hazır hale geliyor. Tekstilde biyomateryal kullanımı yakın zamanda oldukça popülerleşirken ve plastik gibi geri dönüştürülemez, zararlı maddelerin kullanım ihtiyacını azaltmaya başladı. Bu biyomateryal ile daha iyi ve sürdürülebilir bir dünya hayallerini gerçek yapmaya daha da yaklaşmış oluyorlar.