Yeni haftanın en önemli konu başlığını ise ABD TÜFE rakamı oluşturuyor. Ortalama piyasa beklentisi yıllık bazda %8,3 seviyesinde bulunan enflasyonun %8,1’e gerileyeceği yönünde. Beklentilerden daha düşük bir rakamın - faiz artırımlarında hız kesilebileceğine yönelik algı yaratacağından - piyasalara pozitif yansıması beklenebilir. Ancak çekirdek enflasyonda yukarı yönlü eğilimin %6,3’ten %6,5’e yükselişle devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle manşet rakamın ortaya koyabileceği iyimserliği çekirdek rakamın törpüleyebileceğini göz önünde bulundurmak gerekir.

Bu hafta ayrıca son Fed toplantısının tutanakları da yayımlanacak. Hatırlanacağı gibi Fed üç hafa önce gerçekleştirilen toplantıda piyasa beklentisine paralel olarak politika faizinde 75 baz puanlık artırım yapmıştı. Güncellenen projeksiyonlarda ise Merkez Bankası’nın yılın geri kalan iki toplantısında (Kasım ve Aralık) 125 baz puanlık artırım daha yapmayı ve bu artırımlara 25 baz puanla gelecek yıl da devam etmeyi planladığını görmüştük. Tutanaklarda özellikle komite üyelerinin faiz artırımlarının hızı hakkındaki görüşlerini takip edeceğiz.

Yurt içinde ise önümüzdeki üç gün boyunca sırasıyla işsizlik oranı, cari işlemler dengesi ve sanayi üretimi rakamlarını takip edeceğiz. Sanayi üretiminde takvim etkisinden arındırılmış endeksin üç aylık hareketli ortalamasının yıllık değişiminin son iki yılın en düşük seviyesinde seyretmesi üretimdeki ivme kaybını net bir şekilde yansıtıyor. Bloomberg anketine göre önceki ay %2,4 artış gösteren sanayi üretiminin bu kez %3 büyümesi bekleniyor. Ancak bu ölçekte bir artış ortalamalardaki zayıf görünümün ortadan kalkması için yeterli olmayacak.

Cari işlemler dengesinde ise bozulma devam ediyor. Temmuz ayında 4 milyar dolarlık açık verilmiş ve 12 aylık açık 36,6 milyar dolara yükselmişti. Ağustos ayında ise 3,1 milyar dolarlık aylık açık bekleniyor. Tahminlerin gerçekleşmesi durumunda 12 aylık açık bu kez 41 milyar dolara yaklaşacak. Ekonomik aktivitenin yavaşlamadığı bir senaryoda 12 aylık cari açığın 50 milyar doları aşma riskinin de bulunduğunu söyleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi OVP’de ise yıl sonu tahmini -47,3 milyar dolar açık olarak belirtilmişti.

TL: Ekim ayında 61,6 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık toplam 61,8 milyar TL’lik iç borçlanma yapmayı planlayan Hazine borçlanma programına bu hafta düzenleyeceği iki ihale ile başlayacak. Bu kapsamda bugün 5 yıl vadeli 6 ayda bir kupon ödemeli sabit kuponlu devlet tahvilinin yeniden ihracı yapılacak. Yarın ise 7 yıl vadeli değişken faizli 6 ayda bir kupon ödemeli tahvilin ilk ihracı gerçekleştirilecek. Hazine aynı gün ayrıca 5 yıl vadeli kira sertifikasının doğrudan satışını yapmayı da planlıyor. Söz konusu satışın büyüklüğünün 5 milyar TL olması bekleniyor.

Borsa İstanbul: Geride bıraktığımız haftayı %12’nin üzerinde değer kazanımı ile son derece güçlü bir zeminde kapatan BIST-100 endeksi böylece önceki üç haftadaki kayıplarını telafi etmiş oldu. Sektörel olarak bakıldığında ise haftalık bazda kimya-petrol-plastik, ulaştırma, iletişim ve holdinglerin göreceli güçlü performans göstermesi dikkat çekti. Özellikle 3500 puanı geride bırakmayı başarmasının ardından kısa vadeli teknik görünümünü pozitif bulduğumuz endeksin önündeki ilk direnç noktalarını ise 3610 ve 3700 puan seviyeleri oluşturuyor. Ancak ABD istihdam rakamlarının ardından yurt dışında yaşanan bozulmanın Borsa İstanbul için de risk teşkil ettiğini unutmamak gerekiyor.

BIST-30 en yakın vadeli viop kontratı

Günü 3991.25 puanda kapatan BIST-30 kontratlarında 3964, 3932, 3904 ve 3872 destek olarak izlenebilir. 4020, 4052, 4080 ve 4111 ise direnç noktalarını oluşturuyor.

USD/TL en yakın vadeli viop kontratı

Günü 18.9100 seviyesinde kapatan USD/TL vadeli işlem kontratlarında 18.8155, 18.7400, 18.6455 ve 18.5320 destek olarak izlenebilir. 19.0045, 19.0800, 19.1745 ve 19.2880 ise direnç noktalarını oluşturuyor.