- 593
- 22.06.2022 08:08:27
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile gündeme gelen tüm mekanizma ve düzenlemelerin AB’nin kendi rekabetçiliğini korumak için aldığı önlemler olarak önlerine gelmeye başladığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Yeşil Dönüşüm başlığı altında AB Komisyon ve Gruplarında birçok yeni düzenleme hazırlanıyor. AB Makine Yönetmeliği’nin de revize edilerek yakın tarihte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bölgede görevli temsilcilerimiz yeni bir yönetmelik ve direktifler tsunamisi ile karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyarıyor” dedi.
Türkiye'nin makine ihracatı yılın ilk 5 ayı sonunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artarak 10,1 milyar dolar oldu. Türkiye’nin Mayıs ayında AB genelinde en fazla ihracat yaptığı ülkeler sırasıyla Almanya, İtalya ve Fransa oldu. İthal edilen enerji ürünleri maliyetindeki hızlı artış sebebiyle dış ticaret açığı vermeye başlayan AB’nin Türkiye’den makine ithalatı, pandeminin ilk döneminden bu yana ilk defa Mayıs ayında düştü.
AB ile ticari ilişkilerinde uzun vadeli bir iş birliği stratejisi geliştirmeye odaklandıklarını ve bölgedeki her adımı dikkatle mercek altına aldıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Karbon salınımını nötrlemek hedefli AB Yeşil Mutabakat metninin ülkemizde en fazla Sınırda Karbon Düzenlenmesi ve Emisyon Ticaret Sistemi mekanizmaları ile tartışılmasının sebebi, bunların ihracatımızı direkt ilgilendiren konular olmaları. Yeşil Dönüşüm başlığı altında AB Komisyon ve Gruplarında birçok yeni düzenleme hazırlanıyor. Her yerde sınıflandırılmış makinelerin emniyet yönetmeliği olan AB Makine Direktifi’nin de revize edilerek yakın tarihte yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bölgedeki görevli danışmanlarımız ile Avrupa makine ve teknoloji federasyonlarında ülkemizi temsil eden meslektaşlarımız yeni bir yönetmelik ve direktifler tsunamisi ile karşı karşıya kalacağımız konusunda bizi uyarıyor”
“Sürdürülebilirlikte asıl mesele yatırımların finansmanıdır”
Ülke sanayilerinin karbon salınımının azaltılmasına yönelik stratejik dönüşüm planlarının tümünde başrolün makinelerin ve sistemlerin değişimine verildiğine dikkat çeken Karavelioğlu, "Demir çelikten çimento, kimya ve gübre sanayiine kadar karbon emisyonun azaltılmasında öncelikli tüm sektörlerde çözüm kapısı makine sanayiidir. Makineler ve üretim teknikleri yenilenmeden veya iyileştirilmeden, yani yatırım yapılmadan ne karbon ayakizi küçülür ne enerji verimliliği yükselir, ne de enerjide kaynak çeşitliliği sağlanıp, yenilenebilir enerjinin ağırlığı artabilir. Evvel emirde tartışmamız gereken mesele yatırımların finansmanıdır" dedi.
“Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Hedef ve Eylem Planımız hazır”
Makine sektörünün endüstrinin dijital dönüşümünde belirleyici rolüyle Türkiye için bilgi üretmeye devam ettiğini ifaden Karavelioğlu şunları söyledi:
“Tüm imalat sanayinin dönüşümünü merkeze alan ve kamuoyunda da merakla beklenen Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Hedef ve Eylem Planımız hazır ve yakında açıklayacağız. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik başlıklara uyum için gerekenleri tüm detaylarıyla paylaşacağız. Bu esnada AB'deki iş ortaklarımızla stratejik konularda bir araya gelmeye ve ortak platformlarda bilgi paylaşımına devam ediyoruz. Son olarak Alman partnerimiz Teknoloji Akademisi ile üyelerimizi bir araya getirdik. Kapsamı dijitalleşme ile genişleyecek ve uygulamaları katılaşacak olan AB Makine Direktifine uyumluluk açısından, tasarım ve imalat süreçlerimizde yapmamız gerekecek iyileştirmeleri tüm işletmelerimize aktaracağız.”
“Makine sektörü cari açık değil, fazla vermek için var”
Türkiye ekonomisinde yılın ilk çeyreğinde büyümeyi ihracat, sanayi üretimi ve hane halkı tüketim harcamalarının sürüklediğini, makine ve teçhizat yatırımlarının da büyümeyi destekleyen bir unsur olduğunu belirten Karavelioğlu şunları söyledi:
“Makine ve teçhizat yatırımlarında 2019 yılı dördüncü çeyreğinden başlayan büyüme 10 çeyrektir devam ediyor. Makine ve teçhizat üretimindeki artış da 7 çeyreğe ulaşmış bulunuyor. Son 2 yılda hem imalat yatırımlarımız hem de makine üretimimiz yüzde 50’den fazla arttı. Makine imalatında katma değerin yüksek, ithalat bağımlılığının düşük olması sayesinde sektördeki üretici fiyatları endeksi artışımız yüzde 71 ile, yüzde 132'yi bulan genel imalat sanayii ortalama endeksinin hayli gerisinde seyrediyor.”
Yerli makine imalatçılarının, katma değer yanında ölçek büyütmek suretiyle de bir maliyet avantajı sağlayabildikleri için makine fiyatlarındaki artışı da sınırlı tutabildiğini ifade eden Karavelioğlu sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Rekabet gücümüzün avantajlarından yararlanmayı ve bundan böyle iç pazardan daha fazla pay alabilmeyi hedefliyoruz. Ne var ki, makine ihracatımızın 24 milyar dolara yükseldiği son 12 ayda makine ithalatı 35 milyar doları, bu alandaki dış ticaret açığı ise 11,2 milyar doları buldu. Küresel gelişmeler enerjiyi büyük bir cari açık kalemi haline getirmişken, makine dış ticaret açığını artıracak değil, kapatacak bir unsur olarak değerlendirilmeli. Türkiye vakit kaybetmeden ve bütün gücüyle yerli imalata ve yerlileşmeye destek vermeli.”